+
Pırlantanın engin popülerliğine rağmen renkli değerli taşlar mücevherlerin en etkileyicileri arasındadır. Renkli taşların parlak renkleri her bir taşa ayrı bir kimlik kazandırır ve renklerdeki kişisel zevkler her bir taş için ayrı bir tercih belirtir. Pırlanta bulunmadan çok uzun yıllar önce insanlar safir, yakut, zümrüt gibi renkli taşlara taparlardı. Ayrıca bütün renkli taşların özel güçleri olduğuna ve hastalıkları iyileştirdiklerine inanılırdı. Bir zamanlar farklı taşlardan oluşan bir koleksiyon bir ecza dolabına denkti! Bugün renkli taşlar hala güzelliklerinden ve kişiliklerinden ötürü sevilmektedirler. Safir, yakut ve zümrüt en çok değer verilen taşlar arasında gelmektedir. İyi bir büyüklüğe sahip, doğal, yoğun bir rengi olan kaliteli renkli taşlar o kadar nadir bulunurlar ki aynı özelliklere sahip bir pırlanta kadar değerlidirler. Çok nadir bulunmaları ve aşırı maliyetli olmalarından dolayı kuyumcular değerli ve yarı değerli taşların görünümlerini güzelleştirmek için çeşitli yollar bulmuşlardır. Yüzlerce yıl boyunca en güzel renklerini alabilmeleri adına taşları ısıtmak çokça izlenen bir yol olagelmiştir. Taşlara rengini verenin yeryüzündeki ısı ve basınç olduğu düşünülürse bu metodun basitçe doğanın başlattığını geliştirmek olduğu da düşünülebilir. Renkli taşların güzelliklerini arttırmak için daha birçok yol mevcuttur. Zümrütler, taşın içinde doğal olarak oluşan hafif çizgileri gizlemek ve taşı korumak için genellikle yağlanır ve cilalanırlar. Bazı safirlerin mavi renkleri kimyasal bir yöntem olan diffuzyonla arttırılır. Birtakım taşlar ise gene doğal işlemlerin taklidi olarak düşünülebilecek radyasyona maruz bırakılır. Bütün bu yöntemler kuyumculukta kullanılan standart yöntemlerdir. Hatta bu yöntemler o kadar yaygındır ki çok iyi işlenmiş taşların genellikle bu işlemlerin belirtildiği sertifikaları bulunur. Yıllarca yenilenme gerektirmeyen zümrütlerdeki yağlama dışında herhangi bir yüksek kaliteli işlem kalıcı olur ve özel bir bakım gerektirmez. Zümrütleri temizlerken sadece çok sert temizlememeye dikkat etmelisiniz, çünkü bu cila ve yağ tabakasına zarar verip taşın görünüşünü değiştirebilir. Böyle bir durumda zümrütü kuyumcunuza götürüp tabakayı yenilemesini istemelisiniz. Düzenli bir şekilde zümrütünüze temizlik ve yağlama yaptırmanız onun en güzel şekilde görünmesine yardımcı olacaktır. Sentetik veya ‘laboratuar ortamında üretilmiş’ taşlar ise doğal taşlar ile aynı içerik kullanılarak üretilirler. Bunlar kimyasal olarak doğal taşlara eşdeğerdir fakat fiyat olarak daha uygundur ve büyük, iyi renklendirilmiş bir sentetik taşa sahip olmak bu tarz doğal bir taşa sahip olmaktan çok daha kolaydır. Doğal taşlarda içsel kusurların çok yaygın olmasına rağmen sentetik taşlarda daha az inklüzyon bulunur. Teknik gelişmeler sayesinde birçok yüksek kaliteli sentetik taşları doğal taşlardan ancak profesyoneller ayırt edebilmektedir. Hemen hemen bütün taşlar laboratuar ortamında üretilebilmektedir, ama bunların en yaygın olanları; safir, zümrüt ve yakuttur.